Taş Evlerden Gelin Alayına: Fatmana Teyze Çomakdağ'ı Anlatıyor
Muğla Valiliği'nin 'Muğla'nın Değerleri' belgesel serisinin 11. bölümünde, Milas'ın köklü Çomakdağ köyünde yaşayan 1936 doğumlu Fatmana Teyze, beş gün süren geleneksel düğünleri, kadın emeğini, başlıkların ve kıyafetlerin anlamını ve 90 yıllık hafızasında biriken kültürel mirası kendi sesiyle anlattı.
Muğla Valiliği’nin kültürel mirası kayıt altına almak amacıyla hazırladığı “Muğla’nın Değerleri” belgesel serisinin 11. bölümünde, Milas’ın köklü yerleşimlerinden Çomakdağ ve onun hafızası sayılan 1936 doğumlu Fatmana Ertuğrul (Fatma Narin) yer aldı. Çomakdağ’da doğup büyüyen ve 90 yıldır aynı topraklarda yaşayan Fatmana Teyze, beş gün süren geleneksel düğünlerden kıyafetlere, kadın dayanışmasından köy ritüellerine kadar bölgenin en özgün kültürel unsurlarını kendi sesiyle anlattı. Belgesel, Muğla Valiliği ve Milas Kaymakamlığı sosyal medya hesaplarından da yayımlandı.
Fatmana Teyze, 1958 yılında gelin geldiği taş evde yaşadıklarını aktarırken, eski dönem şartlarını şu sözlerle özetledi:
“Eskiden arabalar gelmezdi oğlum buraya. Yükler hayvanla taşınırdı. Düğün pazartesi başlar, cuma biterdi.”
Beş gün süren bu düğünlerde her gün ayrı bir ritüelin yaşandığını anlatan Fatmana Teyze; bayrak dikme, hayvan sarma, dibekte yemek hazırlama, keman eşliğinde kız evinde kurulan düğün, hamam ritüeli ve gelin alayı gibi birçok geleneği ayrıntılarıyla aktardı.
“Çomakdağ düğünü beş gün sürerdi”
Fatmana Teyze, yıllar boyunca süregelen gelenekleri şöyle anlattı:
1. gün: Köyde düğünün başladığını simgeleyen bayrak dikilirdi.
2. gün: Hayvanlar hazırlanır, kadınlar yufka açar; “dibek yeri” denilen yerde yemekler yoğrulur, hazırlanırdı.
Kız evi eğlencesi: Akşam olduğunda nişan için kız evine gidilir, keman çalınır, oyunlar oynanırdı.
Çarşamba günü: Köy meydanında yağlı pehlivan güreşi yapılır, çevre köylerden pehlivanlar gelirdi.
Hamam: Gelin hamamı beş farklı noktayı gezen, kemanlı ve eğlenceli bir ritüeldi.
Gelin alma: Son gün gelin ata bindirilir, oğlan evine götürülür ve düğün tamamlanırdı.
Geleneksel kıyafetlerin köyün kimliğinin önemli bir parçası olduğunu vurgulayan Fatmana Teyze:
“Kıyafetler bizim atalarımızdan kalmış. İpek böceğinin dokumalarını giyerler. Üç beş enter giyerler, kuşak bağlanırlar, nazarlık takarlar.” dedi.
Kadınların kullandığı parfüm yerine doğal çiçek kokularından da söz eden Fatmana Teyze, o dönem emekle yoğrulmuş kıyafetlerin ve başlıkların bugün hâlâ Çomakdağ’ın kültürel simgeleri arasında yer aldığını belirtti.
Bir köy, bir kültür, bir hafıza
Muğla Valiliği’nin belgeseli, renklerin, başlıkların, folklorun ve kadın emeğinin hâlâ canlı olduğu Çomakdağ köyünün kültürel dokusunu geniş kitlelere tanıttı. Belgeselde, 90 yıllık yaşamıyla Çomakdağ’ın tarihini hafızasında taşıyan Fatmana Teyze'nin anlattıkları, hem bölgenin kültürel kimliğini hem de kuşaktan kuşağa aktarılan değerleri gözler önüne seriyor.
Muğla’nın mirasını yaşatan bu belgesel serisi, kültürün ancak yaşadıkça korunacağı, anlatıldıkça çoğalacağı mesajını bir kez daha vurguluyor.