Özgürlük Sokak'ta Yarım Kalan Hayat: İşten Evine Dönemeyen Kadın 'Kezban Süne'
Milas'ın İsmetpaşa Mahallesi Özgürlük Sokak'ta evine birkaç adım kala silahla vurulan 43 yaşındaki Kezban Süne hayatını kaybetti. İki çocuk annesiz kalırken, katil zanlısı hâlâ yakalanamadı.
Muğla’nın Milas ilçesi İsmetpaşa Mahallesi Özgürlük Sokak’ta, 22 Ağustos 2025 akşamı sokak ortasında pompalı tüfekle vurulan 43 yaşındaki Kezban Süne’nin ardından mahalle ikinci gecesine de sessizlik ve yasla girdi. Olay yerinin, Süne’nin evine birkaç adım mesafede, olması, acıyı daha da büyüttü. Saldırıdan bu yana 24 saati aşkın süre geçti; emniyetin B.K. isimli bir şüpheli üzerinde yoğunlaştığı öğrenildi ancak resmi yakalama bilgisi hâlâ yok. Polis ekipleri, bölgede ve çevredeki sokaklarda kamera taraması ve delil toplama çalışmalarını sürdürüyor.
Kezban Süne’nin cansız bedeninin kaldırılmasının ardından sokakta hayat normal akışına dönmüyor. Sakinler konuşurken seslerini kısıyor, çocuklar pencerelerden bakıyor; kapı eşiklerinde bekleyen komşuların yüzlerinde aynı soru var: “Neden?” O akşam, işten evine dönerken açılan ateşin üç kez yankılandığı, olay yerinde pompalı tüfek ve kılıfının Süne’nin hemen yanı başına bırakıldığı bilgisi mahallede fısıltıyla dolaşıyor. Süne’nin iki çocuğunun olduğu haberi yayıldıkça hüznün tonu değişiyor; öfke ve çaresizlik aynı cümlelerin içinde birbirine karışıyor.
Sosyal medyada paylaşılan mesajlar, sokaktan yükselen duygunun aynası gibi. “Keşke hiç büyümeseydin; yine evimin önlerinde oynasaydın… Ne zor geçti çocukluğun; bu muydu mükâfat?” diyen satırlar, onu yakından tanıyanların belleğindeki Kezban’ı gözler önüne seriyor. Bir başka paylaşımda “Kadına kalkan eller kırılsın” sözü, kentin dört bir yanında yankı buluyor. Bu cümleler bir haberin detayından çok, bir hayatın yarım kalmış hikâyesi gibi okunuyor.
Olayın faili ya da failleri hâlâ aranmaya devam ederken, İsmetpaşa Mahallesi’nde akşamla birlikte çöken sessizlik, bir tür bekleyişe dönüşmüş durumda. Kapı önlerinden geçen devriye araçlarının mavi-kırmızı ışıkları duvarlara vuruyor; her ışık yansıması yeni bir haber umudu gibi izleniyor. Soruşturmanın gidişatına dair resmi makamlardan beklenen açıklama gelmedi; mahalleli, “haberi” artık internet sitelerinden değil, birbirlerinin gözlerinden okumayı öğrenmiş.
Kezban Süne’nin adı, Milas’ta bugün yalnızca bir tutanak satırı değil. Bir iş dönüşü, bir sokak köşesi, bir parkın üst tarafı… Her ayrıntı, geride kalanlar için hayata kazınmış bir iz. “Keşke hiç büyümeseydin” cümlesi, bir ağıt gibi dolaşıyor sokaklarda; sanki çocukluğun masumiyetine saklanınca her şey düzelecekmiş gibi. Fakat saatler ilerliyor, takvim yaprakları aynı tarihi gösterirken bir kentin yüreğinde tek bir beklenti kalıyor: Bu karanlığın adını koyacak, adaleti yerli yerine bırakacak haberin gelmesi.