Milas Kayabükü'ndeki maden projesi için 'ÇED gerekli değildir' kararı verildi
Latmos'un kaya resimleriyle ünlü tarihî sınırlarında yer alan feldspat ve kuvars ocağı projesi için verilen 'ÇED gerekli değildir' kararı tartışmalara neden oldu. Proje tanıtım dosyasında Latmos'un ismi geçmezken, önceki bir benzer projenin yargıdan döndüğü biliniyor.
Muğla’nın Milas ilçesine bağlı Kayabükü Köyü sınırlarında, Kale Grubu’na ait Kale Maden Şirketi tarafından planlanan feldspat ve kuvars ocağı projesine, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararı verildi. Proje, Türkiye’nin en önemli tarih öncesi miras alanlarından biri olan Latmos Dağları’nın sınırları içinde yer alıyor.
Proje tanıtım dosyasına göre şirket, 3,84 hektarlık bir alanda yıllık 395 bin ton kapasiteli kırma-eleme tesisi kurmayı hedefliyor. Ancak Latmos’un adı, proje dosyasında yer almıyor. Alan, Aydın-Muğla-Denizli Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı’nda ise “orman alanı” ve “önemli doğa alanı” olarak tanımlanıyor. En yakın yerleşim yerinin sadece 760 metre uzağında olması, bölgenin ekolojik hassasiyetini artırıyor.
Zeytinliklere Etkisi Olmadığı Savunuluyor
Proje sahasının çevresinde zeytinlikler bulunmasına rağmen, hazırlanan özel raporlarda tesisin bu alanlara olumsuz etkisi olmayacağı ileri sürüldü. Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nden Prof. Dr. Fatih Şen ve Dr. Öğr. Üyesi Hakkı Zafer Can’ın imzasını taşıyan 39 sayfalık teknik raporda, 3573 sayılı Zeytincilik Kanunu çerçevesinde tesisin zeytin ağaçlarının gelişimine zarar vermeyeceği görüşü paylaşıldı.
Daha Önce Benzer Bir Proje Yargıdan Dönmüştü
Latmos Platformu’nun açtığı bir dava sonucunda, aynı bölgede Kale Maden Şirketi’nin yürütmek istediği bir başka kapasite artışı projesi mahkeme tarafından iptal edilmişti. İlgili Danıştay kararı, projenin zeytinlik alanları, tarım arazileri, çevre ve su kaynakları üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekmişti. Bu örnek, yeni proje için verilen ‘ÇED gerekli değildir’ kararını yeniden tartışmaya açtı.
Latmos: Arkeolojik ve Mitolojik Mirasın Eşiğinde
Latmos Dağları, sadece doğal zenginlikleriyle değil, binlerce yıllık tarihî ve kültürel izleriyle de dikkat çekiyor. Neolitik Dönem’e kadar uzanan Latmos kaya resimleri, 1994 yılında Alman arkeolog Anneliese Peschlow-Bindokat tarafından keşfedildi. Bugüne kadar 170’in üzerinde kaya resmi belgelenmiş durumda. Bu resimler, Anadolu’daki en önemli tarih öncesi keşifler arasında gösteriliyor.
Bölgenin mitolojik geçmişi de dikkat çekici. Hititlerde Tarhunt, Antik Çağ’da Zeus olarak anılan Fırtına Tanrısı’nın evi olarak bilinen Tekerlek Dağ, Latmos’un zirvesinde yer alıyor. Aynı zamanda Ay Tanrıçası Selene’nin sevgilisi Endymion’u sakladığı mağara olarak mitolojik anlatımlarda geçiyor. Hristiyanlık döneminde ise bölge, manastır hayatı için elverişli yapısı nedeniyle tercih edilen bir yer olmuş.
Milli Park Olması İçin Mücadele Sürüyor
Latmos bölgesinin doğal ve kültürel mirasını koruma amacıyla, uzun yıllardır milli park ve jeopark ilan edilmesi yönünde çabalar sürdürülüyor. Uzmanlar ve sivil toplum kuruluşları, bölgenin geri dönülemez zararlar görmemesi için koruma altına alınması gerektiğini vurguluyor.