Dünyanın yaşayan tek canlı müzesinin Milas'ta olduğu ortaya çıktı
Muğla'nın Milas ilçesindeki Çomakdağ Mahallesi, taş mimarisi, yüzlerce yıllık düğün gelenekleri, renkli Yörük giysileri ve kadınların yaşattığı eşsiz kültürüyle adeta yaşayan bir etnografya müzesi gibi her sokağı, her başlığı ve her kapısı Anadolu'nun saklı tarihini fısıldıyor.
Tarihin katmanları arasında yükselen bir Yörük yerleşimi
Milas’a bağlı Çomakdağ Mahallesi, Beşparmak Dağları’nın eteklerine yaslanmış, binlerce yıllık geçmişi bugüne taşıyan eşsiz bir dağ köyüdür. Karya uygarlığının kalıntıları arasında şekillenen bu yerleşim, Selçuklu, Menteşe Beyliği ve Osmanlı izlerini bünyesinde barındırır. Türkmen boylarının 14. yüzyılda yerleştiği bu topraklar, 500 yılı aşkın süredir bozulmadan süregelen geleneksel yaşantısıyla dikkat çeker.
Taşın belleği: Çomakdağ’ın özgün mimarisi
Çomakdağ evleri, taş ustalığının ve yüzyıllardır süregelen kırsal zekânın birer eseridir. Evler, yöresel gnays taşıyla çimento kullanılmadan inşa edilir; her evde çok odalı yapılar, ayazlık adı verilen taş verandalar ve simgesel baca süslemeleri bulunur. Tavanlar ahşap işçiliğinin en zarif örneklerini taşırken, kapı kanatları ve gusülhaneleriyle Anadolu taşrasının fonksiyonel estetiğini sergiler.
Kapılarda gizli kültür kodları
Çomakdağ’ın masif ahşap kapıları yalnızca bir giriş değil, bir kültürel manifestodur. Yerden yüksekte, taş basamaklarla ulaşılan bu kapılar; üzerindeki oyma motifler, geleneksel tokmaklar ve yanı başındaki yüklüklerle, hem güvenliğin hem de geleneksel hayatın izlerini taşır.
Kadınların kurduğu bir dünya: Toplumsal yaşam
Çomakdağ’da kadınlar sadece evin değil, kültürün, üretimin ve zamanın taşıyıcısıdır. Günlük yaşamda tarlada, evde ve sokakta geleneksel giysileriyle dolaşan kadınlar, aynı zamanda ipek dokuma, el sanatı üretimi, turistik sunumlar gibi alanlarda aktif roller üstlenir. Giyim tarzları, baş bağlama biçimleri ve süslemeleriyle sosyal statülerini sessizce ifade ederler.
Başlarda taşınan tarih: Askılı tura geleneği
Çomakdağlı kadınların baş bağlama biçimi olan askılı tura, yalnızca bir aksesuar değil, bir ömür yolculuğunun habercisidir. Tura üzerindeki altınlar, askılar, çemperiler ve canlı çiçekler; gelinin yaşını, evlilik süresini, yas durumunu anlatır. Bu estetik yapı, sözsüz bir dil olarak köyde hâlâ yaşamaktadır.
Çiçekler yalnızca güzel kokmaz, konuşur da
Çomakdağ’da kadınlar her sabah başlarına taze çiçekler takar. Bu gelenek parfümün bulunmadığı zamanlarda güzel kokmak amacıyla doğmuş; zamanla estetik ve sembolik bir anlam kazanmıştır. Köyde neşeli günlerde çiçek takılır, yas günlerinde çiçeksiz gezilerek topluma mesaj verilir.
Dört gün dört gece süren düğünler
Çomakdağ düğünleri yalnızca evlilik değil, kültürün sahnelenmesidir. Okuntu dağıtımıyla başlayan düğünlerde keşkek pişirilir, damat evine Türk bayrağı asılır, gelin atla köyde gezdirilir. Gelin eve girerken eşik yağlanır, kına yakılır, zeybek oynanır. Tüm köy bu törene katılır; her ayrıntı geleneksel koda uygun işlenir.
Mimari birer heykel: Bacalar
Çomakdağ evlerinin bacaları sadece duman çıkarmak için değil, usta becerisini göstermek için yapılır. Kartal başı, hilal, yıldız gibi motiflerle süslenen bacalar; evin karakterini ve ustanın imzasını taşır. Her evin odası ayrı bacayla simgelenir; bu da içeride kaç kişi yaşadığını dışarıdan belli eder.
Toprakla örülmüş hikâyeler
Çomakdağ evlerinin çatıları düz ve toprakla sıvanmıştır. Bu geleneksel yöntem, yazın serinlik, kışın sıcaklık sağlar. Damlar yağmur taşması engelleyecek şekilde yöresel kayrak taşıyla çevrilidir. Evlerin dışı kadar çatısı da bu taş köyün hikâyesini anlatır.
El emeği, göz nuru: Sanatla örülü hayat
Çomakdağ’da taş işçiliği, ahşap oyma ve tekstil sanatı iç içedir. Kadınlar halı dokur, bez bebek üretir, ipek kumaş boyar. Her evde bir zanaat görülür. Kapılarda motifler, yüklüklerde desenler, bez bebeklerde gülümsemeler… Hepsi Çomakdağ sanatının parçalarıdır.
Giyimde bir ansiklopedi: Yörük kıyafetleri
Çomakdağlı kadınların giydiği geleneksel kıyafetler; iç gömlek, ipek entari, işli kuşak, yelek, tura, çemperi ve takılarla bir bütün oluşturur. Bu kıyafetler kadınların günlük hayatında bile tercih edilmeye devam eder. Her parça geçmişin, kadınların, doğanın ve sanatın izini taşır.
Gelenek geleceğe dönüşürken
Son yıllarda Çomakdağ kırsal turizm kapsamında öne çıkmıştır. Otantik düğün gösterileri, el işi ürünlerin satıldığı müze-evler, köyü ziyaret eden turistleri geçmişe götürmektedir. Ancak bu dönüşümde köy, öz değerlerinden sapmadan hem ekonomisini hem de kültürünü yaşatmayı başarmaktadır.
Anadolu’nun taşlara yazılmış öyküsü
Çomakdağ Mahallesi, yalnızca bir yer değil, bir yaşam felsefesi, bir gelenek hafızasıdır. Kadınları, taş evleri, çiçekleri, düğünleri ve anlatılmayan binlerce hikâyesiyle, Anadolu’nun içinden taşan bir masaldır. Bu köy, geçmişle gelecek arasında bir köprü kurmakta; kültürü hem yaşamakta hem yaşatmaktadır.